Okula yetmez, harca harca bitmez

Tam okullar açıldı diye heyecan yapacağım, okul harcamalarını yazacağım, birden eğitim gündemi “TEOG n’olacak?” konusuna savruldu. Ama inadım inat, yazacağım işte. Buyrun, ülkemizde ne harcanmış? Başka ülkeler ne kadar para savurmuş? Okuyup görelim.

Ülkemizde durum

Türkiye İstatistik Kurumu’nun sayfasından bulabildiğim en yakın istatistikler 2015 yılına ait. Bu istatistiklere bakıldığında bir önceki yıla (yani 2014’e göre) en çok harcama artışı %31 ile okul öncesi ve %24,6 ile ortaöğretim düzeyinde olmuş. Yine 2015 yılında toplam eğitim harcaması $49.551, öğrenci başına ise $2.375. Önceki yıllara ait verilere bakıldığında 2011’den beri hem toplam eğitim harcaması hem de öğrenci başına eğitim harcamasında her yıl artış görülüyor.

2015 yılında bu harcamaların %74,3’ü devlet tarafından finanse edilirken, hane halklarının yaptığı harcama payı ise %18,7 olmuş. En büyük eğitim harcaması hem devlette hem de özelde yüksek öğretime yapılmış.

Peki bu harcamaları neyle yapıyoruz? Elbette kredi kartlarıyla. Böylece kredi kartları, eğitim ve kırtasiye harcamaları için Eylül sonuna kadar kampanyalar oluşturuyorlar -ki daha fazla ve daha rahat harcayalım. Bayram, tatil derken üstüne bir de okul masraflarıyla kartları daha ne kadar şişecek? Onu da hesap kesim tarihinde göreceğiz.

Geçtiğimiz haftalarda Tüm Kırtasiyeciler Derneği (TÜKİD) Başkanı Vecdet Şendil’in açıklamalarını okumuşsunuzdur. Şendil, ülkemizde kırtasiye sektörünün yaklaşık 3,5-4 milyar dolar olduğu belirtti ve döviz kurlarının yanı sıra birçok ürüne gelen ilave gümrük vergilerinin de kırtasiye fiyatlarına yansıdığını söyledi.

Uluslararası kuruluşların yakın tarihli yakınlarda yaptıkları araştırmalar da okul harcamalarında ister ilkokul isterse yüksek okul düzeyinde olsun, hiçbir ülkede masraftan kaçınılmadığını gösteriyor. İlk araştırmaya göz atalım:

ABD

Deloitte’in yaptığı “Okula Dönüş Anketi”ne göre ABD’de her çocuk için yaklaşık $501 harcama yapılıyormuş. 2017 yılı için toplamda 27 milyar dolar harcama yapılması öngörülüyormuş. ABD’de -kreşten lise son sınıfa kadar- 29 milyon evde, 53 milyon öğrenci varmış.

Toptancılar ve ucuz fiyatlı perakendeciler okul alışverişi yapılan yer listesinde bu yıl ilk sıraları paylaşmışlar.

Alışveriş yapanların %57’si mağazaya gidip satın almayı seçse de, %21’i çevrimiçi alışveriş yapıyormuş. Mağazadan alışveriş yapanların bile öncesinde internetten araştırma yaptığı belirtiliyor. İnternet alışverişinde akıllı telefonunu kullananların sayısı gittikçe artsa da, bilgisayar üzerinden e-alışveriş yapanların sayısını henüz geçememiş.

En fazla harcama yapılan kategorilerin başında ortalama $104 ile okul gereçleri (%98) gelirken, onu ortalama $284 kıyafet ve aksesuar (%97), $307 bilgisayar ve donanım parçaları (%23) ve $254 elektronik cihazlar (%18) takip ediyor. Yine de kırtasiyeye ve bilgisayar ile donanıma yapılan harcamaların ortalamasında %4’lük bir düşüş görülüyor.

Ayrıca onlarda da bu dönem yapılan alışverişlerin %57’sinde ödeme yöntemi olarak banka kartı kullanılıyormuş.

ABD’de Temmuz-Ağustos aylarında erken alışveriş yapan bir kesim bulunuyormuş. Ayrıca okulların açılmasına ramak kala, daha nereden alışveriş yapacağına karar verememiş olan %22’lik bir grup tüketici de varmış. İşte hem bu erken alışverişçiler, hem de okul alışverişini son ana bırakanlar daha fazla para harcadıkları için satıcılar tarafından çok seviliyor.

Japonya’da ilkokul çocuklarının sırt çantası

Randoseru firma kataloğu

Tsuchiya adlı pahalı ve ünlü bir randoseru firmasının 2016 kataloğu

Erken okul alışveriş denildiğinde Japonlar için ayrı bir yer ayırmak lazım. İlkokula başlayacak torunu için büyükanne ve büyükbabalar bir yıl (rakamla 1 yıl) öncesinden okul çantası alıyorlar. “Randoseru” adı verilen bu çantaların özelliği çantaların ilkokula başlarken alınıp, 6. sınıfa kadar çocuğun aynı çantayı kullanılmasının beklenmesi. Biçimi ve boyutu birbirinin aynı olan bu çantaların kırmızı renktekileri eskiden daha kız çocuklarının, siyah renktekileri ise erkek çocuklarının kullanımı için satılırmış.

Japon okul çantaları fotoğrafı

Bu rengârenk Japon okul çantaları sadece çocuklar için.

Günümüzde renk ve malzeme çeşidi artan bu çantalar uzun süre dayanması için el yapımı ve kaliteli malzemeden üretiliyor. $80-300 arasında fiyata satılanlar daha çok satılırken, özel derilerden üretilen bazı çantaların fiyatı $800-900 buluyor.

Kökeni Hollandaca, 200 yıl önce kullanılan, sırt çantası anlamına gelen “ransel” kelimesinden türemiş “randoseru” çantalar, dışarıdan aldıkları ürünleri bile geleneksel hale büründürerek gündelik yaşamlarına katmayı seven Japonların bir parçası olmuş.

Diğer ülkelerde durum

HSBC’nin, 15 ülkeden 9 bin ailenin ilkokuldan üniversiteye yaptığı harcama incelemesine göre en çok harcamayı $132.161 ile Hong Kong almış. İkinci sırada Birleşik Arap Emirlikleri, üçüncü sırada Singapur yer alırken, Fransa $16.708 ile 15 ülkelik listenin sonuna yerleşmiş. Fransa’nın bu sonunculuğunun nedeni, ülkedeki eğitim sisteminin parasız, devlet destekli modeline dayanıyor olması olabilir. Oysa ABD gibi ülkelerde yüksek öğretim için çocuk daha doğar doğmaz para biriktirilmeye başlanıyor. Dolayısıyla ABD, Tayvan, Çin, Avusturalya, Malezya, Birleşik Krallık, Meksika, Kanada, Hindistan, Endonezya, Mısır bu sıralamada arada kalıyorlar.

Ailelerin çocuklarının eğitimi için yaptığı harcama ortalaması $44.221 olarak belirtilmiş. İngiliz ve Kanadalı ailelerin çocukları için bu ortalamanın altında harcama yaptıkları görülüyor.

Aynı araştırmada bazı ailelerin $200.000 gözden çıkardığı gözlenmiş. Ebeveynlerin %87’si çocuklarının eğitimine maddi destek veriyormuş. Bu oran yüksek okul ve üniversite düzeyinde %85’te kalıyormuş. Raporda ayrıca ailelerin %82’si çocuklarının başarısı için kendilerini feda etmeye hazır olduğunu söylemişler.

Reklam

Hokusai kadar çalışkan olmak

Belgesel deyince BBC yapımlarını izlemek bana ayrı bir keyif verir. Özellikle David Attenborough‘nın kuş belgeselleri hafızamda yer etmiştir. Ama doğa belgeselleri dışında gündelik yaşam, tarih ve sanat belgesellerinde de gösterdikleri özeni göz ardı etmem mümkün değil! İşte geçenlerde izlediğim 2017 yapımı “Hokusai: Old Man Crazy to Paint” adlı belgeseli de hem konusu hem de anlatımıyla etkileyici buldum.

Hokusai - Kanagava'nın büyük dalgası

Kanagava’nın Büyük Dalgası (Fuji Dağı’nın Otuz Altı Görünümü adlı eserinden)

1760-1849 yılları arasında yaşayan Katsushika Hokusai’yi isim olarak bilmeseniz bile “Kanagava’nın Büyük Dalgası”nı görmüş olma ihtimaliniz yüksektir. Ressam, illüstratör, baskı ustası Hokusai’nin “Fuji Dağı’nın Otuz Altı Görünümü” adlı serisindeki ilk görünümdür bu baskı ve dünya çapında bilinir. Ama daha ne eserler vermiştir! Kitaplar için illüstrasyonlar çizmiş, ahşap baskılar için kalıp oymuş, nice soyutlamalar yapmış, resimlerini ince fırça darbeleriyle bezemiştir. Evet bu son kısım kendi içinde çelişiyor, farkındayım, ama eserlerini incelediğinizde demek istediğimi anlayacaksınız. bunun için “Yeşil Başlı Ördek” ve “Kardaki Yaşlı Kaplan” resimlerine dikkatlice bakmanız yeterli olacaktır.

Hokusai Otoportre

Hokusai Otoportre

Hokusai’nin yaşam öyküsü biz sıradan insanlara ilham vermeli. Neden mi? Bir kere “büyük adamlar” da tökezler. Yani onlar da insandır. Sıradan insanlar gibi şanssızlıklara, haksızlıklara maruz kalabilirler. Onları bizden ayrı kılan bence yalnızca yetenekleri değil, çalışmaktan vazgeçmemeleri de. XX. yüzyılda meslek hayatlarının başındaki bilim insanlarının makaleleri birçok kez hakemli dergiler tarafından reddedilmiştir. Bu insanların bir kısmı ileride Nobel ödülü kazanmıştır. İş dünyasına baktığımızda Steve Jobs gibi yöneticiler kurdukları şirketten atılmış, yılmamış, bir süre sonra geri çağrılmışlardı. Alanındaki tüm “önemli” isimler her tökezleyişlerinde yapmayı en iyi bildikleri işi yapmaya devam ederek ayağa kalkmışlardır. Hokusai’nin XVIII. yüzyıldan XIX. yüzyıla uzanan yaşamına baktığımızda da aynı çalışkanlığı ve azmi görüyoruz. İleri yaşlarda her şeyini kaybetmiş, hem de bir değil iki kez. Yine de çalışmış, çizmiş. Her yeni başlangıçta önceki işlerini aşmış yine de asla “ben oldum, yaptım, tamamım” dememiş. Kendi deyimiyle altı yaşından seksen yaşına kadar kalemi elinden düşürmemiş, yine de daha istediği gibi bir kedi bile çizememiş.

Karda Yaşlı Kaplan

Karda Yaşlı Kaplan

İşimizi yaparken yılgınlık hissettiğimiz o anlarda Hokusai’nin yaşam öyküsünü hatırlamak bize ilaç gibi gelecek!